Hüzünlü Şehir Saraybosna

Sarajevo

Uzun zamandır aklımızda olan ama bir türlü kısmet olmayan Balkan turuna çıkmanın nihayet zamanı gelmişti. 15 gün olarak planladığımız tura bir çılgınlık yapıp arabayla gittik. Yunanistan’dan yola çıkıp önce Makedonya’ya, sonra Arnavutluk’a ve oradan da Bosna Hersek’e geçtik.

Bosna Hersek turumuz tam bir görsel şölendi. Muhteşem doğasının yanı sıra manevi zenginliği de paha biçilemez. Visoko Piramitlerinden başladık gezmeye ve sırasıyla Saraybosna (Sarajevo), Mostar, Blagaj Tekkesi ve Kravitse Şelalesini gezdik.

Visoko piramitlerini başka bir başlık altında anlattığımdan burada tekrar anlatmayacağım. Tek söyleyebileceğim, mutlaka görülmesi gereken bir yer olduğu…

Çok uzun olmaması için bölerek anlatmayı tercih ettim. Saraybosna'yı bu yazımda Mostar ve çevresini de diğer yazımda anlatacağım.

Saraybosna

Saraybosna Mimarisi

Şehrin ve binaların Osmanlı ile Avusturya kültürünün etkisinde olduğu yazılı her yerde, ama açıkçası ben böyle bir etki göremedim. Binalara bakmak içimi acıttı, çünkü her yerde savaşın izleri var. Yugoslavya’nın dağılma sürecinde (1992-1995 yılları arasında) ben 14-15 yaşındaydım ve o dönemi televizyon ve gazete haberlerinden çok net hatırlıyorum. Hastane ve devlet dairelerinin, sivillerin yaşadığı binaların üzerinde gördüğüm kurşun izleri beni o günlere götürdü. Yerlerdeki kırmızı boyalı Saraybosna Gülleri de o günlerin anısına çizilmiş. Hatırladıklarımın ve gördüklerimin zihnimdeki yansıması; “Avrupa’nın ortasında kıyıma uğramış bir müslüman ülke” oldu. Giriş biraz hüzünlü oldu ama yazının devamı böyle olmayacak merak etmeyin.


Baş Çarşı’dan başlayabilirsiniz Saraybosna’yı gezmeye, biz öyle yaptık. Turizm ofisinden alacağınız bir haritayla gezeceğiniz yerleri kolaylıkla bulabilirsiniz. Müze gezmeyi sevenler Srebrebnica Gallery, Milli Müze ve Tarih Müzesini gezebilirler. Gazi Hüsrev Cami ve Ali Paşa Camiisi Baş Çarşı’da dikkat çeken mimariler. Cuma günü ve Cuma saatine denk geldiği için biz camilerin içini gezemesek de etrafında turlamayı ve avlusunda biraz oturmayı ihmal etmedik.

Şehitlik

Saraybosna kuşatması sırasında hayatını kaybeden Boşnakların mezarlığı, Bosna Hersek lideri Alija İzzetbegoviç’in anıt mezarı, Sarı Tabiye mezarlığı da görülmesi gereken yerler arasında. Mezarlık diyorum ama aslında şehitlik… Sarı Tabiye’den yukarı doğru sokak aralarını geze geze tepeye doğru tırmanın. Bu bölgede bulunan evlerin mimarisi Safranbolu evlerine benziyor. Yaşlı teyzelerin kapıların önünü sabunlu sularla yıkadığına tanık olabilirsiniz. En tepeye tırmandığınızda neredeyse tüm şehri kuş bakışı izleyebilirsiniz. Yiyecek içecek olarak fazla bir alternatifi olmasa da güzel bir çay bahçesi bulunuyor tepede. Çayınızı alın ve manzaranın tadını çıkarın.


Latin Köprüsü

Tepeden baktığınızda hemen aşağıda bir nehir ve Latin Köprüsünü göreceksiniz. Latin Köprüsü; 1.Dünya Savaşının başlamasına neden olan Avusturya-Macaristan veliahtı Ferdinand ile eşi Sophie’nin suikaste uğradığı köprü. Dönüşte bu köprünün üzerinden geçip birkaç fotoğraf çekebilirsiniz.


Köprünün Baş Çarşı’ya uzaklığı yürüyerek 10 dakika kadar. Karnınız acıktıysa Baş Çarşı’ya dönüp meşhur Boşnak böreğini veya Cevabi köftesini tadabilirsiniz. Boşnak böreğini üzerinde yoğurtla servis ediyorlar, epey lezzetli. Eğer yerel yemeklerinin de tadına bakmak isterseniz Tarih Müzesinin (Milli müze de olabilir çok emin değilim) tam karşısında ev yemekleri yapan çok temiz bir esnaf lokantası var. Karı koca birlikte işletiyorlar, yemekler hem uygun fiyatlı hem de inanılmaz lezzetli.



Biz üç gün Visoko’da kaldıktan sonra sabah erkenden Saraybosna’ya gelip, müzeleri bu seferlik atlayarak gezimizi bir günde tamamladık. Akşam konaklamak için Mostar’ı hedef almıştık. Mostar için bir bu linke tıklayabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kiril Alfabesi’nin doğduğu yer, Ohrid!

Göller Bölgesi ve Dillere Destan Como

Her derde deva reishi mantarı