Kayıtlar

Çocuklarla Sarnıç Gezisi

Resim
Tarihi yerler, saraylar, müzeler çocukluğumdan beri hep ilgimi çekmiştir. En çok keyif aldığım şeylerden biri de gezdiğim yerlerin en cafcaflı zamanlarını hayal etmekti. Kim bilir o sırada ben hangi karakter oluyordum. Bizim zamanımızda alışveriş merkezleri yoktu, çarşı-pazar gezmesi yerine ben dedemle eski İstanbul’u gezmeyi tercih ederdim. Şimdilerdeyse çok yakın bir arkadaşımla "Müzede 1 gün" isimli bir proje başlattık. Haftada 1 günümüzü müze gezisine ayırdık. Gezerken çok keyif alıyoruz, ama görüyoruz ki müzeler çocuksuz. Günümüz çocuklarının her köşe başında bir AVM görmekten ve sürekli AVM'ye gitmekten sıkıldıklarını tahmin edebiliyoruz. İşte tam da bu nedenle ailebebektv.com'da müze tanıtımları yapmaya karar verdik. Farklı alternatif arayan çocuklar için ilk önerimiz Yerebatan Sarnıcı. Bir sonraki müze gezimiz Meral Ata'dan geliyor, kendisi şu an Denizli'de müzeleri geziyor... Karne tatilinde biz de boş durmadık, yeğenlerimizle kısa bir

Bol bol hurma tüketelim

Resim
Ramazan tek başına gelmez evlerimize, neşesiyle, bereketiyle, huzuruyla, pidesiyle ve hurmasıyla gelir. Çocukluğumdan hatırımda kalan ramazan sofraları var. Bu sofraların baş tacı zeytin, su ve hurmaydı. Ezanla beraber eller duaya açılır ardından kimi suyunu yudumlar, kimi zeytinle kimi de hurmayla açardı orucunu. Sonra ardından gelen Allah kabul etsin sesleri... Arabistan'da olduğu gibi bizim topraklarımızda da kutsal sayılır hurma. Çekirdeğini atmaz bir yerlerde saklarız, saksının dibine iliştiriverir, cüzdanımızın bir kenarına sıkştırıveririz. Kutsal topraklardan geliyor diye mi, peygamber efendimiz seviyor diye mi, çocukluk anılarımızda sıkı bir yeri var diye mi kutsal yemiş oldu hurma bilmiyorum. Bildiğim tek şey faydalarının saymakla bitmediği... Hurmanın besin değeri çok yüksek. Bir küçücük hurmanın içine kalsiyum, demir, fosfor, sodyum, potasyum ve magnezyum sığıvermiş. Bu kadar besin değerine sahip hurmayı uzun süre aç kaldıktan sonra tükettiğinizde açlığınızı bastır

Karbon peeling uygulaması ve sonuçları

Resim
Herkesin sürekli zamana karşı koymaya çalıştığı, yaşlanmak istemediği gibi sürekli gençleşmeye çalıştığı bir dönemdeyiz. Ben de tabii ki alnımda ve göz kenarlarımda kırışıklık çizgileri oluşmaya başladığından beri ne yapsam derdine düşmüş durumdayım.  Dolgu ve botoks ilk akla gelen yöntemler olsa da şu ana kadar yaptırmadım. Sanırım yaptırmayı da düşünmüyorum. Geçici bir süre de olsa insanın kaslarını felç etmesi fikri kulağıma hoş gelmiyor. Ayrıca mimiklerin yok oluyor ya da büyük ölçüde kısıtlanıyor olması da ifadeyi doğallıktan uzaklaştırıyor gibime geliyor. Tabii bunlar benim düşüncelerim yaptıranlara saygım sonsuz. Bazen kendime söylendiğim bile oluyor, "Bu kadar düşünmesen ne iyiydi. Bak millet yaptırdı, mutlu mesut, güzel kırışıksız geziyor." diye... Tabii en bilinen ve en geçerli gençleşme yöntemlerini kullanmayınca geriye az bir seçeneğiniz kalıyor ve eski anenevi yöntemleri tek tek uygulamayı deniyorsunuz. Alnımdaki iki çizgiyi kafama çok taktığım günlerden bir

Arınmış ruhlar arınmış bedenler

Resim
Ne çok fazlalık var hayatımızda… Arınmak mümkün mü tüm yaşam alışkanlıklarımızdan ve doğru bildiğimiz yanlışlardan? 2 yıl önce araştırmaya ve 1 yıl önce de uygulamaya başladığımız “Sağlıklı beslen sağlıklı yaşa” sloganı, faydalarını gördükçe hayat felsefemiz olmaya başladı. Bu yola çıkarken yazdıklarıyla bize ışık tutan ve zor olmadığını anlatan Dr. Erhan Özer ve Mehmet Ali Bulut’a minnettarız. Biz diye bahsediyorum, çünkü bu yola yalnız değil eşimle, hatta onun yönlendirmesi ve azmiyle çıktık. Ne yalan söyleyeyim o olmasa ben belki de, gözümde büyütür, öğrendiklerimle kalırdım. Aslında her şey bir alerjiye çözüm ararken başladı. Sağlıklı olabilmenin ancak arınmış bir ruh ve bedenle mümkün olabileceğini okuduk. Peki, ne demekti bu? Nasıl arınacaktık bunca yıl biriktirdiklerimizden? Her şey fazlaydı hayatımızda, yediğimiz, içtiğimiz, uyuduğumuz, düşündüğümüz. Biraz azaltmak ve hatta azalmak gerekiyordu. Biraz sükunetti aradığımız… Bir yerden başlamak gerekiyordu biz de öyle yap

Her derde deva reishi mantarı

Resim
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki artık hayatımıza sağlıklı bir şeyler dahil etmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Artık bütün doktorlar kanser olmak için sadece hava su ve toprağın yeterli olduğundan bahsediyorlar. Bu söyledikleri nasıl doğru olmasın ki eskiden toprağı nadasa bırakmak diye bir şey vardı. Sürekli ekilen toprak kendini yenilemesi için dinlenmeye bırakılırdı ve üst üste sürekli aynı bitki ekilmezdi. Sebebi ise çok basitti, toprak sürekli aynı mineral, vitamin ve enzimleri bitkiye verdiği için artık onda da kalmıyordu. Sonuç; bizler artık içi boş posalar yemekten başka bir şey yapmıyoruz. Hadi diyelim ki toprak dinlenmiş, yenilenmiş ve her yıl başka başka bitkilerin ekim yapıldığı bir toprak olsun. Ya hava? Soluduğumuz oksijen, manyetik kirlilik, hava taşıtlarının bıraktığı atık ve ağır metaller, radyasyon vb… Tabii bu durumda suyun verimliliği ve temizliği konusunu konuşmayacağım bile. Yani tablo vahim ve bu vahim tablonun neticeleri ise buzdolaplarında durdukça kendi kendi

Hacamat: Bedensel arınma

Resim
Bedensel arınmanın neredeyse her dinde kendine bir yer bulduğu ve 5.000 yıllık geçmişi olan hacamat, halk arasında kupa tedavisi olarak da biliniyor. Eski Türk filmlerinden ya da aile büyüklerinizden aşina  olabilirsiniz kupa tedavisine. Alkolle sırt silinir ve bardak çekilirdi, hatta bardağın içinde yanan kibrit ve duman görmüşlüğüm de vardır… Hacamat, aslında kupa tedavisinin biraz ileri boyutu diyebiliriz. Deri altında biriken toksinlerin kan yoluyla dışarı atılması işlemi... 6 ayda bir düzenli hacamat yaptıran bir çift olarak nasıl yapıldığını elimden geldiğince tarif etmeye çalışayım.  Hacamatı yaptıracağınız yer aslında şikayetinize veya hastalığınıza göre değişiyor. İlgili organa denk gelen bölgeye mesela sırtınıza 8 adet kupa yerleştiriliyor. Bu kupaların vakumla havası alınıyor ve 3-4 dakika iyice sırtınıza yapışmış durumda bekletiliyor. Sonra kupalar açılıp yerleri belirginleşmiş olan yuvarlak bölgeye neşterle çok ince çizikler atılıyor. Çizik atma işlemi bitince

Şifacı sülükler

Resim
Biz sülüğün şifasını unutmuşken Uzak Doğulular, Ruslar ve Avrupalılar kolesterolden alerjiye, eklem ağrılarından botoksa kadar her durumda sülükten faydalanıyorlar. Avusturalya’da sülük merkezleri açılmış, Rusya’da ise kadınlar içi sülük dolu küvetlere girerek sülüğü tedaviden güzelliğe hayatlarının her alanında kullanıyorlar. Bizim ailede daha önce sülük uygulayan kimse görmemiştim. Eminönü’ne gittiğimde cam kavanozlarda gördüğümden ibaretti sülük. Sağlıklı yaşam formatına geçtikten sonra ilaç ve modern tıptan uzak durma çabası bizi sülükle de tanıştırdı. Sülüğün çok şifalı olduğunu sürekli duyuyorduk, ama neden şifalı olduğunu bilmiyorduk. Biraz araştırmaya başlayınca sülüğe olan hayranlık ve hayretlerimizin arttığını söyleyebilirim. Sülük neredeyse dünyanın en eski tedavi yöntemlerinden biri. Milattan önce 15. yüzyılda Babil kayıtlarında sülük tedavisinden bahsediliyor. Şaşırtıcı değil mi?  Anadolu topraklarında ise o kadar eski olmasa da 500 yıllık bir geçmişi var. Osmanlı